YUNUS EMRE ZAZA MI?







Yunus Emre ve Zazalar
Anadolu Sunni Türkmen Sufizminde olduğu gibi, Alevi Zaza Sufizminde de Türk tasavvuf şairlerini sahiplenmede sınır yoktur. 
Zaza Alevileri Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli, Nesimi, Pir Sultan Abdal, Yunus Emre, Fuzuli, Şah Hayatı, Kul Himmet, Yemini Virani gibi ezanların eserlerini cemlerde Türkçe terennüm ederlerken ve Zazaca üretilmiş dini muhtevalı şiir de yokken, sorulması gereken sual şudur: Zazalar ve Türkmenler yaşattıkları İslamiyete, Muhammediyat evveli inançlar Katarlarken, bu inançlardaki ortaklığın kaynağını nereden ve ne zaman aldılar?
Zazalar ve Türkmenler hayata geçirdikleri bu "Özel İslam"ı HorasanTürkistan'dan taşıdılar ise, Zaza dili nasıl ve ne zaman oluştu? Uluğ Türkistan'ın Güneyinde Belh bölgesinde Gur'Iarla olan benzerliğin dışında, Türkistan'da bilinen kadarı ile şimdi Zaza yoktur. Zazalar Türkmenlerle birlikte (IX. X. y.y.'da Anadolu'ya geldiler ise, Kürtçe ve Türkçe olmadığı ifade edilen Zazaca nasıl oluştu? 
Bize göre bu sorunun izahı, islamın milliyetinde kavmiyetcilik yoktu ve tasavvufun mimarisi doğal olarak anonimdir. Bazı ilkelerini İslamiyetten evvelki inançlarından alıyordu. Zazalar Türkistan'dan da gelmiş olsalar veya bölgenin otaktan halkı da alsalar, bu ortak imalatın sahiplerindendiler. Türkmenler, Arapça ve Farsçayı teblig dili olarak almadılar. Zira İslam'dan evvelki inanç yapıları Zazalara nazaran muhtemelen daha düzeyli idi. Ayrıca Türkmenler, Zazalar gibi mahdut sayıda değillerdi. Azınlıktaki Zazalar, farklı bir etnik kimliğe mensup olsalar dahi, çoğunluktaki Türkmenlerle, Türkistan ve Türkiye'de birlikte olagelmişlerdi.
M. Şerif Fırat Zazaları, Erdebil üzerinden etkileyen Sufilerden bahsederken de: Zahidi Geylani, Şeyh Osman-ı Mağribi, Ebu Alli Hasan, Şeyh Ebu! Kasım Gürgani, Fazı! İbn! Muhammed Tusl, Beyazıd-ı Bestami, Hace Yusuf Hemadani, Şeyh Loman-i Haresani, EbG'I Hasan-i Harkani'yi zikretmektedir.
Bunlar Tasavvufun ortak mimarları idi. Ayrıca Zaza Alevi-Bektaşiliğinde "Bade"nin "tenasuh"un olduğunu, "Hakikate ve irfana erenler aşka girip nefıslerini hak yolunda yok edenler, yani ölmeden önce ölenler, gözlerini ebediyen yumdukları zaman kalıp değiştirirler.
Gerçekler böylelikle ölmezler, ebediyyen hayattadırlar. Hakikate ermeyenler, Hak Muhammed Ali'ye iman etmeyenler, mürşide ikrar vermeyenler, dünyaya tapanlar, insanları incitenler, nefisleri uğrunda dünyada kötülük yapanlar, hak-ıpdan kalıba geçer, bu şekilde azap görürler" demektedir.
Zaza Alevi ve Bektaşiliğinde Hurufilik de vardı. Cenab-ı Hak, kendisini Hz. Muhammed ve İmam Ali ile beraber 12 imam 14 masum-u pak; Hatice ve Fatma'nın yüzünde ve Âdem vechinde göstermiştir. Âdem, İnsan Tanrısının timsali'dir. (M. Şerif Fuat, Doğu llleri ve Varto Tarihi, Ankara, 1972, s. 50, 51, 52.
Zaza Sufizmini oluşturacak; siyasi, sosyo-ekonomik, kültürel ve psikolojik ortamı biliyor muyuz? Eldeki bilgilere göre, Osmanlı Türklüğünün resmi dini politikası Sünnileştiği nispette, Zaza Alevi Sufizmi kabuğuna çekilmişti. Korunabilmek için sarp arazileri seçmişti. Bu kaçışıma ve saklanma, ekonomik zorlukları da birliğinde getirmişti. Iran Şiiliği ile Osmanlı Sünniliği arasında sıkışan Zaza Aleviliği, kapalı kültür havzasında dini bilgisini yenileyip geliştirme konumu da bulamamıştı.
Zazalar Kürtlerden çok önce Doğu Anadolu'nun kalbi olan Van Gölü çevresine gelip yerleşmişler.
Bölgeye önce gelmişlik itibariyle Zazalar ile Kürtleri karşılaştıran lngilliz tarihçi David N. Mackenzie göre, Zazalar Kürtlerden çok önce Doğu Anadolu'nun kalbi olan Van Gölü çevresine gelip yerleşmişler, Kürtler daha sonra gelip onları batıya sürmüştür. Bir iddiaya göre Zazalar Hüri'lerin torunlarıdırlar.
Bu taktirde Zazalar M.Ö. 2350-2150 yılları arasında bölgeye yerleşmişler. (Zazalar, Aktuel S.8. 29 Ağustos-4 Eylül 1991 Sh. 34-39) Bu açıklama üzerinde durulduğu takdirde şu iki husus gündeme gelebilir. Bunlar;
1- Türklerin islama taşıdıkları inançların kaynağı evrensel bir dindir. Zazalar da bu inanç çemberi içinde idiler.
2- Zazalar, bulundukları bölgeye Sümerler veya Huriler döneminde gelmiş olsalar da, Zaza Aleviliği bölge de oluşmuştur. Zazaların bu inanca iştirakleri veya inancın oluşmasına katkıları bugün yaşamakta oldukları bölgede meydana gelmiştir. Süremizi, çok yeni sayılan bir konunun sadece ne olduğunu anlatmakta değil ne olmadığını da anlatmakta geçirmek istemiyoruz. Ancak teşhisi sağlıklı koyabilmek için yapılmış mahdlut sayıda alan çalışması üzerinde durmak veya Alevilik-Bektaşilik veya Kızılbaşlığın bölgeye yansıyışını anlatan yerli ve yabancı yayınları incelemeye almak yetmemektedir. Özel alan çalışmalarının yapılması gerekmektedir. Son dönemde bir kısım bölge aydını yurt dışında yaptığı yapay alan çalışmalarına muhakkak siyasi ideoloji bulaştırmaktadır. (Munzur Çömert, a.g.y., C. Doruk, a.g.y.)
Sonuç olarak
Sünni Zazaların inanç yapılarına uzun boylu yer vermediğimiz bu çalışmada daha ziyade Alevi inançlı Zazalar üzerinde durduk. Aleviliğin Zazalar arasındaki dağılımının, Aleviliğin Anadolu genelindeki dağılımından farklı olmadığını gördük. Zazalar arasında da; Aleviliği özel Hz. Ali sevgisi olarak algılayanlar, Hz. Ali'nin hakkı yenilmiş bir halifte olduğuna inananlar, onda tanrı ruhundan olduğunu kabul ederler, onda velayet arayanlar ve onda velayet ve nübüvvet arayanlar vardır.
Alevi zazalar'daki nübüvvet ve velayet inançlarının yanı sıra, Alevi'lerdeki inanca taalluk eden hizmet kurum ve kuralJan da Tahtacılardan pek farklılık göstermemektedir. Tahtacı halk sufizminde gördüğümüz Güneş, Ay, Dağ, Su, Ağaç, Kurban Kültleri Zazalarda kültürel zenginliğinden kaynaklanan farklılığın dışında farklılık arzetmemektedir. Zaza tarihine dair ileri sürülen farklı görüşlere rağmen, Tahtacılarla Zazaların Anadolu'da sahneye, çıkış tarihleri ve geliş yerleri büyük ölçüde aynıdır.
Böylece; Anadolu Türkmen Aleviliği,· Asya'dan gelirken getirdiği ve yolda edindiği inançlar ne ise ve bu inançlar Alevi Türkmenler İslamiyet’e girerlerken nasıl bir görünüm almışlarsa, Zazalarda da durum daha farklı değildir.
Zazalarda da, Tahtacılarda olduğu gibi ortak bir buyruk yoktur. Bağlı olunan Ocaklar itibariyle de net bir tasnif yapılamamaktadır. Dini hayat, bütün Zazaları kapsayacak tarzda Alevi Türkmenlerde de olduğu gibi üniform değildir. Yerel farklılıklar arzeder.
ALINTIDIR
Dr. Yaşar Kalafat
Dinler Tarihi Araştırması

Hiç yorum yok

ZAZACA VÜCUD UZUVLARI

VÜCUDUN BÖLÜMLERİ(ZAZACA ) EL AYAK AĞIZ DİŞ PARMAK BAŞ VB VÜCUD UZUVLARININ ZAZACA İSİMLERİ