ZAZA KELİMESİNİN TARİHİ GEÇMİŞİ
Zazaların Ve Zazaca Sözcüğünün Kökeni, Zazaca’nın Kök Anlamı
Zaza sözcüğüne ilk olarak medeniyetin beşiği olan Mezopotamya’daki Sümer yazıtlarında rastlanmıştır. Yazıtlarda, Nini Zaza Tapınağı’ndan bahsedilmektedir. Fenikeliler ve Kenaniler de bu tapınaklarda ibadet ederlerdi.
Tevrat’ta Zaza sözcüğüne rastlanır. Yaranmel’in iki oğlundan birinin adının Zaza olduğu yazılıdır.
Asur kralı Şemsi Adad’ın ölümünden sonra, Hurriler, Şaşura’yı, Turkiler’in dayatmasıyla terk etmek zorunda kaldılar. Turkiler’in kumandanlarından birinin adı Zazaya idi. Bu da Hurrice’dir. Zagros Dağları’nın bayırlarında oturan ve Hammurabi ile çatışan Turkiler’in Hurri sülalesinden olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz 1
Arkaik kaynaklarına bakıldığında Zaza adının günümüzde önceki kaynaklarda zikredildiği görülmektedir. Akaçça, Armanice, Hititçe, İbranice, Peklice, Urartuca, vb. dillere ait civi yazılı tabletlerde And-Antik( Tevrat) betimlerinde Zaza adının günümüzde kullanımıyla veya yaklaşık imla ile geçtiği görülmektedir. Ortaçağ kaynaklarında da bu ismin ‘Zavzan,Zuzan,Zazan’vb.şeklinde geçtiği görülmektedir.
Zaza kelimesi ile arkaik metinlerde ilk defa Bisütün yazıtlarında karşılaşmaktayız. M.Ö. 552 yılında Pers Kralı Dariyus tarafından İran’ın Hemedan Eyaleti bölgesinde Bisutun kaynaklarında yazdırılmıştır. Taş yazıtının 20. Şiiri’nin hemen başında Zazana diye bir yerin adı geçmektedir. Bu eski farsça yazıtta Zazana yukarı Fırat Havzası bölgesi olarak tanımlamak için kullanmaktadır. Bu bölge günümüzde Zazalar’ın yaşadığı yerleşke alanlarıdır.
Zaza adının geçtiği kaynaklardan biride 1329/30 tarihli Kureyş Şeceresidir. Zaza aşiretine mensup olarak kaydedilmiştir.(Talib Molla Mulla Benim gabile Zaza) Kabilesinden ben geçmektedir.
Zazaca konuşanlar, yöreden yöreye biraz değişe de, genellikle dağınık bir yaşam içinde olmuşlardır Bu yüzden kendileriyle ilgili, yörelere göre değişen adlandırmalar yapılmıştır. Örneğin Kırmanç, Dımılı, Zaza gibi adlandırılmaların yanı sıra Kırmançi, Dımılı, Dımılkı, Sobe veya Zazaki şeklinde çeşitli adlandırmalar da yapılmıştır. K. Hadank, Dımili sözcüğünün, Dailemi/Dailomi’den geldiğini belirtmektedir.
Minorsky, MÖ X. yüzyılda, Hazar denizinin dağlık bölgelerine inen son İran kabilelerinin batıya doğru yöneldiğini belirtir. Ancak bu kabileler karşılarında Kürtleri bulurlar. Bunların kullandıkları kelimeler her durumda Deylemliler’in kullandıkları kelimelerden farklıdır. Belki de Deylemliler, Kürtlerin arasına karışıp Kuzey Mezopotamya bölgesine yerleşen Zazalar’ın atalarıdır.
Terry Lynn Todd, Dımilice’den hareketle, Zazalar’ın ayrı bir halk olduğunu belirtmektedir.
İngvar Savnberg de, araştırmalarından sonra, Zazalar’ın ayrı bir halk olduğunu soncuna varmıştır.
İrani dillerin en eski örneği Med dili ve Avesta Kutsal Kitabı’nın dilidir.
David.N.Mackenzie, Zazalar’in İran Hazar’ından gelerek, Kürtlerin yerleşik olduğu bölgenin batısına, yani şimdi yerleşik oldukları bölgeye risksiz geçmiş olmaları olasılığının zayıf olduğuna işaret ederek, başka bir varsayımı ele almak gerektiğini vurgulamaktadır. Onun varsayımı, Zazaların bugün Kürdistan’ın kalbi olarak kabul edilen yerde, yani Van gölünün güney ve batısındaki topraklarda yaşadıkları ve kendilerinin ilerleyen Kürtlerce batıya gitmeye zorlandıkları varsayımıdır. Aslında Zazaların, Kürt öncesi bir İran nüfusundan gelmiş olması olasılık olmaktan da ötedir. Zazaların kökeni, MÖ 2350-2150 dönemlerinde Anadolu’ya yerleşen ve bir Kafkas halkı olan Hurrilere dayanmaktadır. Zazalar, Kürtlerden çok önce bu topraklara yerleştikleri için, bugün Kürtlerin yaşadıkları bölgeler tarihsel olarak ana yurtlarıdır. Hurriler M.Ö. 2350-2150 döneminde günümüz Zaza yerleşim bölgesine yerleşerek Hattilere komşu olurlar.
Bu konuda dünyanın önde gelen bilim adamlarından olan; Robert Gordon Latham(1860),WilhelmStrecker (1862), Almanİranolog Freinolog Friedrichvon Spiegel,(1871),AlmanİranologC.Bartholomoe(1923),AlmanW.Lentz(1926),NorveçliİrenologG.Morgenstiernne(1927),Ermenidilbilimci A.Abeeghian(1934),İngi liz İranalog H.W.Bailey (1936-50),
A.Christensen.K(1939),FransızdilbilimcilerdenJ.VendryeseE.Benveniste(1952),Almanİronolog W.B.Hennig(1954),İranolog İ.Gerschvitsch (955),Rus İranolog İ.M.Oranski(1960),B. Henning (1954) , D.N. MacKenzie (1961–95),Alman Türkolug ve Altayolog Gerhard Dörfer (1967),İsviçreli İranolog G.Redar (1970),İngiliz dilbilimci T.M. Johnstone (1970),G.L.Windfuhr (1972),Alman İrolog J. Meyerlingwersen(1976),C.F.Voegelin(1977),Alman dilbilimcilerden G.F. Meier (1979),İranolog R.E. Emmerick (1976),Sovyet İranolog R.L.Cabolov (1981),Slovak dilbilimci J.Genzor (1983),Alman dilbilimci G.Bossong (1985), T. L. Todd (1985; G.S. Asatrian / F. Vahman (1987–95), İngiliz İranolog J.R.Payne (1987),Amerikalı dilbilimci M.Ruhlen (1987),F.L. Vahmen (1987-95),Hollandalı İranolog P.G. Kreyenbroek (1992-93) (1926),NorveçliİrenologG.Morgenstiernne(1927),Ermenidilbilimci Joyce Blau (1989), P. Lecoq (1989), Amerkalı dilbilimci C. M. Jacobson (1993–97), Jonst Gippert (1993–96), M. Sandonato (1994) ve Ludwig Paul (1994–9), M.Sanndonatono (1994),P.Wurzel (1997), gibi bilim adamları başta olmak üzere,Münih Üniversitesi genel bilimcilerin ele aldıkları çalışmalar sonucunda Zazaca’nın kendi başına ayrı bir dil olarak belirlemişlerdir.
Dersimliler’in Kırmançlar dediği, ama uluslararası alanda Zaza olarak bilinen halkın dilinin ayrı bir dil olduğunu ve Kürtçenin lehçesi olmadığını ispat ettiler. D.N.Mackenzie, Zazaca’nin Kürtçeyle ilişkisinin olmadığı kanıtlamıştır.1900 yılında Dersim adlı kitabını yayınlayan Antranig’e ve ondan sonra bu konuda çalışmalar yapan İranolog Oskar Mann ve tarihçi V. Minorsky’e göre, Zazalar’da kabul gören “Dımıli” terimi, Dersimlilerin, Kuzey İran’daki Gilan’da bulunan Deylem bölgesinden göç edip Dersim’e yerleştiklerini belirtmektedir.
Karl Hadank ve Artur Christensen, Dimililerle, Goranların aslen Kürt olmadıklarını, bunların Hazar Denizi’nin güney batısından gelen Deylemliler olduklarını ileri sürmüşlerdir. Christensen, “Dimili” sözcüğünün, harflerin yer değiştirmesi suretiyle “Deylem” sözcüğünden türediğini ileri sürmektedir. Bugün kendilerini Kırmanç ya da Zaza olarak tanımlayan Dimili konuşan toplulukların Anadolu’daki tarihinin M.S. 550′lerden çok daha gerilere dayandığı bilinmektedir.
V.Minorsky, Deylemliler adlı makalesinde bu konuda şu tezi ileri sürmektedir: “Çağlar boyunca Daylamit boylarının yerleştiği alanlar, oldukça geniş bir alanı kapsar. Bu nedenle, kronolojik güçlükleri göz önünde bulundurarak referansları tek bir başlık altında toplamak daha uygun olacaktır. Bir Babil adı olan Dilmun adası (Bahreyn), bugün bile güncel bir adken, Fars’ın güney kıyısındaki Bender-i Daylam adı gerilere, Buyid dönemine kadar dayanan bir ad görüntüsü vermektedir. Aşağı Kafkasya bölgesinde, Sasaniler devrinden kalma askeri yer isimleri Lahican’la bağlantılı gibi görünen (şimdiki Lahican) Layzân ya da Lâizan adlarını çağrıştırıyor. Şirvan adı, muhtemelen Talakan ve Alamut nehirlerinin birleştiği yerde bulunan Şir (Arapça, Şirriz) ile benzerlik gösteriyor”
Yine V.Minorsky, “Deylemlilerin, Urmiye gölünün kuzeybatısı, yani Salmas’ın merkezi, çok yakın zamanlara kadar Dilmakan diye adlandırılmaktaydı” diyor. Devamla ve F.Andreasa atfen, Urmiye gölünün güney batısında önemli bir Zagros geçidi üzerinde Lahican diye bir bölge olduğunu (bkz. Sawdi-bulak, el’) ve Zazaların, Daylamit kavminin devamı olduklarını belirtmektedir.
Deyleman-Gilan coğrafyası ile Dersimler’in/Zazaların yaşadığı bölgeler arasında yer ve köy adları yanında aşiretler arasında da isim çok sayıda benzerliklerinin olması bu tezi doğrulamaktadır.
Post a Comment