ZAZALAR VE ZAZACA
ZAZALAR VE ZAZACA
Zaza Dili Indo Iranian Dil Ailesine mensup müstakil bir dildir. Kürtçe veya başka bir dilin lehçesi değildir.
Zazalar, Farslar, Beluciler, Talishler, Kürtler irani dil ailesine mensup farklı dilleri konuşan etnik toplumlardır. Dolayısıyla ZAZALAR KÜRT DEĞİLDİR...
Zazaca’yı ilk olarak başlıbaşına bir dil olduğunu, yaptığı derleme, araştırma ve incelemeleriyle kanıtlayan ilk dilbilimci Oskar Mann’dır. Oskar Mann’ın 1903’ten 1907’ye kadar yaptığı araştırmalarını ilerletip kitap haline getiren Karl Hadank, Die Mundarten der Zâzâ adlı eseri 1932 yılında basılan Böylece İranoloji dilbilimde Zaza dili bugüne kadar dilbilimcilerin hemfikirliliğiyle başlıbaşına olarak tanınma durumunu korumakta. Oskar Mann’dan önce Peter Lerch (1856), Friedrich Müller (1864), Albert van Le Coq (1901) gibi araştırmacı ve dilbilimcilerin eserlerinde de Zazaca hakkında folklorik yazın derleyip kısmen analiz de etmişlerdir.
W.B. Henning (1954) , D.N. MacKenzie (1961-95), T. L. Todd (1985; A Grammar of Dimili [also known as Zaza], Michigan 1985, 277 s.), G.S. Asatrian / F. Vahman (1987-95), Joyce Blau (1989), P. Lecoq (1989), C. M. Jacobson (1993-97; Rastnustena Zonê Ma / Handbuch für die Rechtschreibung der Zaza-Sprache, Verlag für Kultur und Wissenschaft, Bonn 1993 / İstanbul 2001, Tij Yayınları; Zazaca Okuma Yazma El Kitabı, Bonn 1997 / İstanbul, Tij Yayınları), J. Gippert (1993-96), M. Sandonato (1994), Ludwig Paul (1994-98; Zazaki: Grammatik und Versuch einer Dialektologie, Dr. Ludwig Reichert Verlag, Wiesbaden 1998, 366 s.), Zılfi Selcan (1987-98; Grammatik der Zaza-Sprache, Nord-Dialekt (Dersim), Wissenschaft und Technik Verlag, Berlin 1998) gibi dilbilimcilerin analiz ve araştırmaları günümüze dek sürmekte
Zazalar, kendilerini bölgeden bölgeye nasıl adlandırsa adlandırsın, dil ve halk olarak muhakkak kendilerini Kürtler’den farklı görmekte. Özellikle yaşlı ve siyasetten uzak kalmış kesim, Türklüğü de Kürtlüğü de kabullenmez. Zazalar’ın dil ve kimlik sorununun gündeme çok zayıf bir şekilde gelmesi veya hemen hiç anılmaması, kendi başına güçlü bir siyasi ve akademik merkezi örgütlenmeye sahip olmadıklarındandır.
1900 yılında "Dersim" adlı kitabını yayınlayan Antranig’e ve sonradan da iranolog Oskar Mann ve tarihçi V. Minorsky’e göre Zazalar’da (Alevi ve Sünni kesimde) çok yerde kabul gören "Dımıli" terimi, Ermenice karşılığı "Dêlmik" olan terimin Kuzey-İran’daki Gilan’da bulunan Deylem bölgesine tekabul etmekte. Zazalar muhtemelen MS 9. ile 11. yy. arası Deylem’den bugünki yurtlarına göçettiğitezi kabul görmekte, ki hala Kuzey-İran’da Zazaca’ya köken olarak Kürtçe’den daha fazla yakınlık arzetmekte. Zaza terimi ise Zazalar’ın bugün yaşadığı bölgede birçok köy ve yer adının da berlirdiği bilinmekte. MÖ 542 yılında Pars kralı Dara (Darius)’un Behistun yazıtında da yukarı Fırat ve Dicle Havzası "Zazana" olarak adlandırılmakta.
bütün bu realitelere rağmen
Zazaca üzerine Türkiye’de, özellikle siyasette Kürt Milliyetçileri, Kürt ırkçılarının yoğun baskısı ve etkisi ile bir Kürt lehçesi olduğuna dair bir durum oluşturulmaya çalışılmaktadır. Ancak bunların bilimsellikle, etnoloji ile dil bilimle uzaktan yakından bir ilgisi bulunmamaktadır. Tamamen siyasidir, politiktir.
İrani dillerin dilbilim dalı olan İranoloji’ye göre ise Zazaca bir Kürt lehçesi veya dili değil, başlıbaşına bir dildir. Kürtler’in siyasi ve sayısal olarak Zazalar’a göre daha üstün olması, Zazalar’ın ve Zazaca’nın varlığı konusunda dezavantaj oluşturmuştur. Zazaca hakkında siyasette ve halk arasında, özellikle Batı-Anadolu’da yaygın olan Kürt lehçesi diye bir tanımlama vardır. Fakat özellikle son yıllarda yavaş yavaş açığa çıkan araştırmaların ve dergilerin sayesinde bu görüş değişmektedir. Dilbilimciler Zazaca’nın İrani diller arasındaki yeri saptanmıştır.
Post a Comment